Duyu Bütünleme

duyu-butunleme

Duyu bütünleme teorisi 1970 yılında Jean Ayres tarafından ortaya çıkarılmıştır. Bu teoriye göre duyu bütünleme işlemi bireyin duyusal sistemleriyle algıladığı, kendi vücudundan ve çevresinden gelen duyumları organize ederek duruma uygun bir cevap oluşturmasını sağlar.

Duyu bütünleme, duyularla çevreden ve vücuttan alınan uyaranların  beyinde işlem görerek kullanılır hale getirildiği süreçtir. Çocuğa uygun ortamı sağlayarak çocuktan da o ortama uygun davranışların ortaya çıkmasını destekler. 

Duyu bütünlüğü; bireylerin anlamlı ve hedefe yönelik davranışlar oluşturabilmesi için çevreden ve vücuttan alınan duyusal bilgileri işleme, yorumlama ve organize etme yeteneğidir. Bu süreç, organize motor davranışı planlamak ve oluşturmak için bireyin bedeninden ve çevresinden gelen duyusal bilginin algılanmasını, yorumlanmasını, entegre edilmesini ve mekansal-zamansal kullanımını sağlamaktadır.


Duyu bütünlüğü kişinin kendi vücut algısı ve kontrolü, motor becerileri, akademik beceri ve dikkat gibi üst seviye bilişsel beceriler için temeldir. Duyu bütünleme sorunları; bireylerin duyusal uyaranları fark etme, yorumlama, organize etme ve duyusal uyarana uygun yanıt oluşturma işlemlerinden herhangi birinde bozukluğa bağlı olarak ortaya çıkmaktadır .

Duyu bütünleme yaklaşımında terapi seansları çocuk merkezlidir ve çocuğu motive etme üzerine kuruludur.


Duyu Bütünleme Bozukluğunun Sebebi Nedir ?


Duyu Bütünleme Bozukluğu, kişinin duyular aracılığı ile aldığı bilgileri, günlük hayatını verimli bir etkileşim içinde yaşaması için gerektiği gibi kullanamamasıdır. Duyu bleme bozuklunun sebebi tam olarak bilinemez. Ancak genel olarak buna yol a軋n faktler:
Yetersiz beslenme,
Yemeklerdeki ve havadaki kimyasallar,
Doğumsal sorunlar,
Duyusal bütünleme sorunlarına karşı genetik yatkınlık,
Toplumsal eğilimler

Duyu bütünlüğü tam olmayan çocuklarda gövde ve ekstremite hareketlerinin kontrolünde, oturma, yürüme, koşma gibi motor becerilerde sorunlar ortaya çıkmaktadır 
Duyu bleme bozuklu olan 輟cuklar genellikle ortama uyum saamakta zorluk 軻kmenin yan© s©ra renme ve geli™imlerinde de sorunlar meydana gelir. 

Duyusal bütünleme ve işlemleme süreci bozulduğunda kişinin günlük yaşama uyum sağlaması, insanlara ve nesnelere olan dikkati, ve sosyal etkileşimi etkilenmekte, öğrenme güçlükleri görülmektedir .

Duyusal bozuklukların bir sonucu olarak motor planlamada, hareket sıralamasında, akışta bozulmalar görülür .

Duyusal bütünleme ve işlemleme süreci bozulduğunda kişinin günlük yaşama uyum sağlaması, insanlara ve nesnelere olan dikkati, ve sosyal etkileşimi etkilenmekte, öğrenme güçlükleri görülmektedir 


Hangi ヌocuklar Duyusal B・・leme Terapisi Almaldr?

Duyu bütünleme terapisi 3 ay – 15 yaş arası çocuklara uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra yetişkinlik döneminde de duyusal bütünleme problemleri yaşayan bireylere duyusal bütünleme terapisi uygulanabilir. Duyusal bütünleme terapisinin uygulandığı hastalık grupları ise:
Duyu bütünleme bozuklukları,
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozuklukları,
Otizm,
Serebral plasi,
Down sendromu,
Gelişimsel gecikmeler,
İnce ve kaba motor işlev bozuklukları,
Zihinsel engeller,
Psikososyal bozukluklar


Duyu Bütünleme Terapisi


 Duyular kendi içlerinde bütünleşerek, bebeklerin gelişmeleri boyunca davranışları oluşturacak nörolojik süreçlere temel oluşturulur .Duyu bütünlüğünün işlevsel olarak ilerlemesi şu şekildedir 
 
1 aydan sonra taktil, proprioseptif, vestibüler, işitsel ve görsel olan primer duyu sistemleri gelişir. 

1 yaştan sonra beden algısı, motor planlama, bilateral koordinasyon olan algı-motor beceriler gelişir.

3 yaştan sonra işitsel, görsel algı, el-göz koordinasyon becerileri gelişir. 

6 yaştan sonra dikkat, akademik beceriler, beden-beyin algısı gelişir. 



Bu süreci sağlıklı olarak geçiren çocuklar, ileri ki dönemlerde bilişsel, algısal, davranışsal, fiziksel ve akademik becerilerini sergilemekte problem yaşamazlar 




Çocuklarda Görülen Davranış Bozuklukları

Çocuk, dokunulmaktan rahatsızlık duyar.
Çocukların insan yüzüne ve çevrelerindeki birçok nesneye bakamamalarına karşın, hareket eden, dönen, parlak olan bazı nesnelere çok uzun süre bakabildikleri gözlenebilir.
Dil gelişimi açısından en büyük zorluğu yine işitsel duyu sisteminden dolayı yaşarlar.
Bakma ve dinleme güçlüğü, insanlara ve objelere dikkatini verememe.
Yeni bilgiyi işlemleme güçlüğü.
Diğer kişilerle etkileşim güçlüğü ve öğrenme güçlüğü.
Sık düşme, giyinip soyunurken kol ve bacaklarını ayarlayamama.
Çevresel değişikliklere aşırı duyarlılık.
Kalabalık ortamlara girmekten rahatsızlık duyma.
Saldırganlık ya da kendine zarar verme davranışı.
Yüksek ses duyduğunda kulaklarını elleri ile kapatma.
Kendi kendilerine sürekli ses çıkarma.
Çığlık atma gibi davranışları.
İnsanlardan ve ortamlardan kaçınır.
Rutinlerdeki değişiklikleri reddeder.
Saçlarına dokundurmak istemez.
Dokunmaktan kaçınırlar ve elleri adeta ceplerinin içinde yaşarlar.
Sosyal olmayan yüz ifadesi.
Kendi etrafında veya bir nesnenin etrafında dönme.
Başını aşağıya doğru eğmekten kaçınma.
Avuç içleri çok duyarlı olabilir.
Aşırı hareketlilik.
Patlayıcı ve şiddet içeren hareketler.
Diş gıcırdatma.
Yürüme bozuklukları (yavaş yürüme, parmak ucunda, zıplayarak ve topuğa basarak yürüme) olabilir.
Çocuk iletişim kurarken jest ve mimikleri anlamakta zorlanır.
Kelimelerin farklılıklarını ve benzerliklerini fark etme ile ilgili güçlükler yaşayabilirler.
Kalabalık yerler ve gürültülü sesler onu kaygılandırır.

Ayres, duyusal sistemleri proksimal (yakın) ve distal (uzak) sistemler olmak üzere iki ana alt başlıkta incelemektedir. Proksimal duyusal sistem vestibüler, proprioseptif ve taktil duyulardan, distal duyusal sistem görme, işitme, dokunma ,tat ve koku duyularından oluşmaktadır.


Duyusal sistemimiz yakın duyular ve uzak duyular olmak üzeri ikiye ayrılır



Yakın ( Proksimal ) Duyular  

Taktil Sistem 

Taktil sistem dokunma duyusudur. Dokunduğumuzu ve neye dokunduğumuzu, bize dokunulduğunu ve neyin dokunduğunu, vücudumuza uygulanan basıncı, sıcaklığı ve acıyı anlamamızı sağlar. Motor becerilerin, dikkat süresinin ve vücut farkındalığının gelişmesini sağlar. Diğer insanların arasında ve dış çevrede daha rahat ve güvende hissetmemizi sağlar (Ganz, 2005). Çocuk, çevredekilerin hissettirdikleri ile dokunduğu şeyleri ayırt etmeyi öğrenir



Vestibüler Sistem 

Vestibüler sistem iç kulaktaki işitsel olmayan bölgede bulunan organ ve reseptörlerden oluşmaktadır.Vestibüler sistem yerçekimi hissidir. Vücudumuzun uzaydaki konumu ve hareketi konusunda bilgi sağlamakla görevlidir. Bu sistem hareket edip etmediğimizi, hangi hızda ve hangi yönde hareket ettiğimizi anlamamızı sağlar. Hareket ettiğimiz süreçte kendimizi güvende ve rahat hissetmemize yardımcı olur. İyi göz kası kontrolüne sahip olmamızı, görsel algı ve dikkat süresi gelişimini sağlar. Vücudun iki tarafını koordineli kullanmamıza ve baskın el kullanımı geliştirmemize yardımcı olur. Vestibüler sistemi, spor yapma, kitap okuma, oyun oynama, görsel dikkati sürdürme gibi günlük yaşamın da her anında karşımıza çıkabilecek birçok durumda etkin olduğunu göstermektedir



Proprioseptif Sistem 

Kaslardan ve eklemlerden duyusal bilgiler alarak vücudun hangi pozisyonda olduğunu ve vücudun çevre içindeki konumunu proprioseptif sistem (derin duyu) sayesinde algılarız . Bu sistem hareket kabiliyeti geliştirmemizi ve karmaşık hareket becerileri kazanmamızı sağlar. Yürümek, koşmak, merdiven çıkmak, eşya taşımak, oturmak, ayakta durmak, baş aşağı uzanabilmek gibi hareket kabiliyetleri bu sistem sayesinde yapılır .






Uzak ( Distal ) Duyular 


Görme  Duyusu: Görme sistemi günlük hayatta en sık kullanılan duyusal sistemdir. Görme duyusu  nesneleri, insanları, renkleri ve uzamsal sınırlı tanımaya olanak sağlar. Görsel gelişim ilk anne karnında başlar. Bebek anne karnında çevrenin aydınlık veya karanlık olduğunu ayırt eder.


Tat Duyusu :Tat duyusu anne karnında emme refleksi ile beraber gelişmeye başlar. Zamanla tüketilen yiyeceklerin farklılığına göre damak tadı denilen reseptör olgunlaşması gelişir 



Koklama Duyusu: Koklama duyusu burundaki kimyasal alıcıların işlemesiyle yakın çevremizdeki kokular hakkında bilgi verir.


İşitme Duyusu : Havadaki ses dalgalarının titreşimleri, dış kulak yolu ile alınır, iç kulaktaki reseptörleri uyararak ortamdaki sesler algılanır ve anlamlandırılır. 

Dokunma Duyusu: Dokunma duyusu  anne karnında  tecrübe edilen ilk iletişim aracıdır ve hayat boyunca beslenme, sakinleşme ve bağlanma gibi duygularda bireye rehberlik eder. Dokunma sistemi bir nesneyle karşılaştığımızda bize o nesnenin şekil, doku, basınç, sıcaklık ve diğer duyusal özellikleri hakkında bilgi sağlar.

Bakırköy Duyu Bütünleme